-
1 bununla birlikte
dennoch -
2 aynı zamanda
1) gleichzeitig, zur gleichen Zeit -
3 hoş
I adj1) angenehm, behaglich\hoş bir sıcaklık eine behagliche Wärmedışarıda \hoş bir serinlik var es ist angenehm frisch draußenkulağa \hoş gelmek sich gut anhören, angenehm klingen2) \hoş bir renk eine ansprechende Farbe3) \hoş geldin(iz) ! — \hoş bulduk! (herzlich) willkommen! — danke schön!birine \hoş geldin(iz) demek jdn willkommen heißen4) \hoş görmek tolerieren, dulden5) bana göre hava \hoş ( fam) es ist mir (ganz) egal6) birinin bir şey \hoşuna gitmek jdm gefällt etw, etw behagt jdmbu \hoşuna gitmiyormuş gibi yapma! tu nicht so, als ob dir das nicht gefiele!tadı \hoşuma gitmedi es schmeckt mir nicht7) gönlünü \hoş etmek erbauen (-in)pek \hoş bir manzara değildi es war ein nicht gerade erbaulicher Anblick -
4 ille velâkin
( reg) ( bununla birlikte) dennoch -
5 kaldı ki
-
6 ile
ile (-(y)le, -(y)la)1. konj und2. postp mit (D); durch (A), infolge (G);bıçakla mit dem Messer (schneiden);bununla beraber (oder birlikte) trotzdem;iştah ile mit Appetit;kiminle, kimle mit wem?;kurtla kuzu der Wolf und das Lamm;ne ile womit; wodurch;ne ile geçiniyor wovon lebt er?;onlar ile, onlarla mit ihnen;onların oyları ile seçildi durch ihre Stimmen gewählt;tavşan ile kaplumbağa der Hase und die Schildkröte;telefonla telefonisch;uçakla mit dem Flugzeug; per Luftpost3. konj -mekle birlikte (oder beraber) gerade, als …; in dem Augenblick, da; außer, dass …; obgleich; wenn … auch: güneşin batmasıyla beraber gerade, als die Sonne unterging;mektup yazmakla beraber außer, dass (er) einen Brief schrieb yıllarca çalışmakla birlikte obgleich er jahrelang gearbeitet hatte -
7 bunun
bunun davon, dessen;bunun burası letzten Endes, schließlich;bununla beraber (oder birlikte) zusammen damit; trotzdem, trotz allem;bunun için deshalb; dafür;bunun kadar so viel (groß, schnell usw);bunun üzerine daraufhin
См. также в других словарях:
bununla birlikte — zf. 1) Buna ek olarak 2) Bunun böyle olduğuna bakmayarak Ben söyledim, bununla birlikte tekrar söylerim … Çağatay Osmanlı Sözlük
birlikte — zf. 1) Bir arada, beraberce, hep beraber Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare. T. Fikret 2) Yanında, beraberinde Kitabınızı birlikte getirdiniz mi? Birleşik Sözler birlikte yaşama bununla birlikte … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAA-HAZA — Bununla beraber. Bununla birlikte … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
amma velakin — bağ., esk., Ar. ammā + ve + lākin 1) Ancak, bununla beraber, bununla birlikte 2) Ne var ki … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynı zamanda — zf. Hem de, bununla birlikte … Çağatay Osmanlı Sözlük
bu — sf. 1) Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz Bu ev geniştir. 2) zm. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz Birleşik Sözler bu arada bu cümleden … Çağatay Osmanlı Sözlük
hoş — sf., Far. ḫoş 1) Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren Hoş bir ses. 2) zf. Bununla birlikte Hoş, benim de evlenmeye pek niyetim yok ya. H. E. Adıvar 3) zf. Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde Birleşik Sözler hoşbeş hoşgörü hoş koku … Çağatay Osmanlı Sözlük
mamafih — zf., Ar. maˁamāfīh Bununla birlikte, durum böyleyken ... tansiyon tatmin edicidir, mamafih ihtiyatı elden bırakmayacağız. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
otlatma sistemi — is. Bir meradan beklenen en fazla yararı, özellikle bitki örtüsüne bir zarar vermeden elde etmek ve bununla birlikte meranın her tarafının aynı derecede otlatılmasını sağlamak için uygulanan bir otlatma planı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yine — zf. 1) Yeniden, bir daha, tekrar, gene 2) Öyle de olsa, öyle olmasına karşılık 3) Buna rağmen, bununla birlikte … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaldı ki — bundan başka, bununla birlikte Kaldı ki bugün propaganda da yasaktır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük